Turgut Turan KisiselWebSitesi

123-çepni

                   

Kaşgarlı'daki Oğuz Boyları

               Anadolu’nun bir Türk vatanı olmasında çok önemli rol oynadıkları tarih otoriteleri tarafından kabul edilen Çepnilerin Anadolu’daki varlıkları 12. yüzyıla kadar gitmektedir.

Bunların Anadolu’ya nasıl geldikleri,nerelere yerleştikleri,nasıl yayıldıkları hakkında ise ayrıntılı bilgiye sahip değiliz.12. ve 13. yüzyıllara ait belgeler daha çok Çepni varlığından ve onun menşeinden söz etmekte,daha sonraki yüzyıllarda ve özellikle16.yüzyıldan itibaren tutulmaya başlayan Osmanlı tahrir defterlerinden  alde edilen bilgiler,Çepnilerin Anadolu’nun iskanında ve Türkleşmesinde oynadıkları büyük rolü ortaya çıkarmaktadır.

ÇEPNİLERİN MENŞEİ VE ÇEPNİ ADININ MANASI

               Çepnilerden söz eden büyük kaynaklar,onları Oğuz Türklerinin bir boyu olduğunda görüş birliği içindedirler.Çepnilerden söz eden en eski yazılı kaynak Kaşgarlı Mahmud tarafından 1072-1076 yılları arasında yazılan Divanü Lûgati’t Türk’tür.Türk dili,tarihi  ve kültürü yönünden çok zengin bir hazine olan bu eserde Kaşgarlı Mahmud ,Oğuz boyları hakkında da bilgi verirken,Oğuzların yirmi iki bölük olduğunu,her bölüğün ayrı bir belgesi ve hayvanlarına vurulan bir alameti olduğu belirttikten sonra birinci boy olan Kınık’tan başlayarak tek tek bütün bölükleri tanıtır.Çepni boyu Kaşgarlı’nın yirmi iki bölüğe ayırdığı Oğuzların yirmi birincisidir.

 Çepni adının geçtiği ikinci yazılı kaynak 14. yüzyıla aittir.Reşideddin Fazlullah’ın 1310 tarihinde yazdığı Câmi’üt Tevârih’in ikinci cildinde Târih-i Oğuzân ve Türkân (Oğuzların ve Türklerin Tarihi) adıyla Oğuz Destanı nakledilir.Bu destanda,Oğuz’un daha yaşarken Boz Oklar ve Üç Oklar diye ikiye ayırdığı altı oğlundan yirmi dört torunu olduğunu, Oğuz’un vefatından sonra onun yerine Kül Han geçtiği,Oğuz’un çok değer verdiği bilge bir kişi olan Irkıl Hoca’nın,devletin devamlılığının sağlanması,ileride herhangi bir kargaşaya meydan verilmemesi için bu yirmi dört oğula birer lakap ve birer ongun ve hayvanlarına vurmaları için de birer damga tespit edilmesinin gerekli olduğu Kün Han’a söylediği,onun da bu fikri kabul ederek bu işi yapmak üzere Irkıl Hoca’yı görevlendirdiği,Irkıl Hoca’nın da yirmi dört evladın her birine birer lakap,birer damga ve biere ongun tespit ettiği anlatılr.

                 Bu kaynağa göre Çepni,Üç Oklar’ın en büyüğü olan Kök Han’ın dördüncü oğludur. İlk kez bu eserde Çepni’nin manası üzerinde durulmuş ve Çepni,”Nerede düşman görse durmayıp savaşan”(Kandaki yağı göre,derhal savaşır ve çarpar.Bahadır)şeklinde tanıtılmıştır. Ongununun”Sunkur:Umay”,Ülüşünün(şölendeki et payı),Sol karı yağrın,sol yanbaş olduğu belirtilmiş ve damgası verilmiştir.

                 14.yüzyılda Çepni adı,Ebû Hayyan’ın,Kitabul-İdrak li-Lisanil Etrak adlı eserinde “Çepni-kabîletün minnet-Türk”şeklinde geçer.Eserde,Türk boylarından sadece Kınıklarla Çepnilerden söz edilmektedir.Bu bilgi 14.yüzyılda Çepnilerin sadece Anadolu’da değil, Mısır’da bile tanındığı göstermesi bakımından çok önemlidir.                             

                   15.yüzyılda Yazıcıoğlu Ali,Reşideddin’den bazı değişiklikler yaparak Türkçe’ye çevirdiği ve “Tarih-i Âli Selçuk”adlı eserinin baş tarafına aldığı Oğuzname’de Çepniler hakkında bilgi verir.Bu eserde Çepninin damgası diğerlerinden farklıdır.

                   Tarihlere ”tarihi yapan ve yazan han”olarak geçen Ebugazi Bahadır Han’ın 1660 ta tamamladığı Şecere-i Terakime de,tıpkı bundan önce sözünü ettiğimiz Reşideddin’in Farsça Oğuznamesi gibi Oğuz Kaan Destanı’nın bir başka şekli yani Türkmen rivayetidir.Ebülgazi Bahadır Han,bu eseri yazarken hem Reşideddin’den faydalanmış,hem de canlı Türkmen rivayetlerini toplamıştır.Bu yönüyne müstesna bir yere sahip olan eser Oğuzname’nin Türkmen rivayeti,bir başka değişle Çağataycasıdır.

                   Eserin “Oğuz Han’ın Torunlarının Adlarının Manası ve Damgalan ve Kuşların Zikri” adlı bölümünde Oğuz’un yirmi dört torununun adları,adların anlamları,damgaları ve kuşları belirtilmiştir.Bu kaynakta Çepni Oğuz’un on altıncı torunu olarak gösterilmiş,Çepni’ nin anlamının “cesur”,kuşunun “devlet kuşu”(hümay)olduğu belirtildikten sonra damgasının şekli verilmiştir.

                   17.yüzyılda Katip Çelebi,Cihannûma adlı coğrafya kitabında Çepnilerden söz ederken dillerinin Türkçe- Farsça karışık bir şey olduğunu söyler.

                    Gyula Nemeth “Çepni” adının Kırgızca “çep”(kalkan) ve Türkçe “çeper”(duvar, çit,parmaklık) kelimeleriyle ilgili olduğunu ileri sürmüştür.Ona göre Çepni adı kök bakımından “koruyucu(birlik)” ve özellikle “sınır koruyucu(birlik)”anlamına gelmektedir. Çepni adındaki “-ni” eki Beçenek-Beçene-beçe adlarında gördüğümüz –ne,-na,-ni,-nu,-nü ekleriyle birleştirilebilir.Aynı eke Çağatayca “tuzni(buzağı)” kelimesinde de raslanmaktadır.

                    Kafesoğlu da “Eski Türk boylarının adları boyun siyasi ve sosyal hususiyetlerini meydana koymaktadır” dedikten sonra Çepni’yi askeri teşkilat ve unvanlarla ilgili olan Çor, Yula,Kapan,Külbey,Yabuka,Yeney,Taryan,İğdir,Buka,Tarduş vb.isimlerle birlikte bu gruba dahil etmekte ve Çepni adının askeri ve siyasi özellik taşıdığını belirtmektedir.

                    Geybullaev de Azerbaycan’ın Şamaha bölgesinde Çepni kelimesiyla bağlantılı 17 yer adı bulunduğu bildiriyor.Bunlardan Çepli,Cabani,Çapni şeklinde olanlar Zangezur ve Kuba bölgelerindedir.Kazak şehrinin Daşsalahlı Bölgesinde Çepli adlı bir yer bulunmaktadır.

                     Sultanşah Ataniyazov,Şecere adlı eserinde Kaşgarlı,Reşideddin,Yazıcıoğlu ve Ebülgazi’den,bizim de yukarıya aldığımız bilgileri aktardıktan ve bunlara Salar Baba’nın görüşlerini ekledikten sonra Çepni kelimesinin etimolojisi üzerinde durur ve bilim adamlarının güzel fikirlerini inkar etmediğini,ama,Çepni adını eski Türk sözü olan ve “küçük grup”, “sürü” anlamındaki “çep”, “çöp”sözünden türediğini de bilmemiz gerektiğini söyler.Daha sonra Çepnilerin tarihi hakkında kısaca bilgi vererek,Selçukluların döneminde (11.yy.)Çepnilerin büyük bir bölümünün İran’a,Türkiye’ye,Kafkasya’ya ve Irak’a geçtiklerini Türkmenistan’da Alili,Ata Göklen,Hatap ve Hıdırilli boylarıyla Çepbe,Burgazların Çepbece diyen aşiretlerinin kadim Çepnilerle aynı kökten gelmelerinin mümkün olduğunu belirtir.

Devamı

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol